Bora Bora.. Ia Orana..

Ia Orana!, yani Tahitililerin dilinde Merhaba! Bu sıcakkanlı insanların, güzel dilinden aklımızda kalan bir kaç kelimeden biri. Değişik bir fonetiği ve tonlaması var. Maalesef rezalet ötesi ve soğuk bir başka New Jersey gününde yazmaya başladım bu muhteşem yeri ve yaşadıklarımızı. Karlı bir güne denk gelmesi de ayrı bir enteresan! Gerçi moralim biraz olsun düzeldi, bu güzel günleri yeniden aklıma getirince.

Pearl Beach Resort Bora Bora, Tahiti

Pearl Beach Resort Bora Bora, Tahiti

Pearl Beach Resort Bora Bora, Tahiti

Pearl Beach Resort Bora Bora, Tahiti

Bora Bora’ya gideli bir buçuk sene oldu. Üzerinden epey bir vakit geçmesine rağmen, yaşadıklarımız ve gördüklerimiz dün gibi aklımızda ve taze. İnsan hayatında bu kadar güzel bir yeri ilk defa görünce ister istemez aklına sağlam bir şekilde kazıyor.

Mount Otemanu

Mount Otemanu Manzaralı Odamızın Balkonu

2012 Temmuz ayında Bora Bora’ya balayımız için gittik. Uzun süredir burada geçireceğimiz dolu dolu 8 günün planını yapıyorduk ve en sonunda gitmeyi başarabildik. Başarabildik diyorum çünkü Bora Bora bizim şu ana kadar dünya üzerinde ulaşabildiğimiz en uzak nokta. İzmir’den Bora Bora’ya uçmak hiç kolay değil. Maddi ve manevi olarak çok yorucu bir yolculuk fakat ayağınızı adaya attığınız anda bütün bu yorgunlukları ortadan kaldıran uzun bir yolculuk aynı zamanda.

Ece & Bora Bora

Ece & Bora Bora

Bora Bora,Tahiti’ye ve Tahiti de Fransa’ya bağlı. Maalesef ama maalesef gidebilmek için Fransız konsolosluğuna gidip lanet Fransız vize görevlileri ile muhattap olup vize almanız gerekiyor. Schengen vizesi değil, Fransız Polinezya vizesi alıyorsunuz. Bu Fransa’nın okyanus ötesindeki sömürgeleri için uyguladığı ayrı bir vize. Biz Manhattan’da bulunan konsolosluktan aldık vizemizi. Hayatımızda gördüğümüz en kaba ve en basit vize görevlilierini bu konsoloslukta gördük. Balayı için gideceğimizi söylememize rağmen, satın alınmış uçak biletlerimiz, konaklama makbuzlarımız olmasına rağmen bize kaçak muamelesi yapmakta sakınca görmeyip, küstahça konuştular. Ettiğimiz kavganın haddi hesabı yok. Bir sürü terbiyesiz insanı doldurmuşlar ki zaten bu şekilde düşünen bir tek biz değiliz. Google’da basit bir arama ile kendileri hakkında yapılan onlarca kötü eleştiriyi görebilmek mümkün. Hele kapıda duran bir güvenlik görevlisi var kavga etmemek için zor tutuyorsunuz kendinizi. Herkes ifşa etmiş bunları. Detaylarını daha fazla burada anlatıp, yazıya olan ilgimi kaybetmek istemiyorum. Fakat ne olursa olsun New York’dan almayın bu vizeyi. Türkiye’de inanıyorum ki çok daha insancıl davranıyorlardır. Fakat sonunda söke söke aldık vizemizi.

Rotamız, İzmir — Istanbul — New York — Los Angeles — Tahiti — Bora Bora şeklinde oldu. Süresini tam olarak hatırlayamıyorum fakat New York ve Tahiti’de birer gün konaklamak zorunda kaldık.

Rotasyonumuz

Rotamız

Sonunda Bora Bora!!!!

Sonunda Bora Bora!!!!

Tahiti Havaalanı

Tahiti Havaalanı

Tahiti Parası

Tahiti Parası

Bora Bora, Tahiti’nin etrafındaki yüzlerce adadan turistik olarak içlerinde en popüler olanı. Bir çok insanın balayı için ilk tercihi. Durum böyle olunca adanın üzerindeki tatil mekanları, aktivitelerini buna göre düzenliyorlar. Kumsallarında, yerlilerin nikahınızı kıymasından tutun, değişik balayı süitleri, yat turu programları ve çeşitli balayı paketleri var. Mümkün olabildiğince değişik bütçelere hitap etmeye çalışmışlar fakat adanın çok uzaklarda olması ve ortalamanın üzerinde fiyatlara sahip olması nedeni ile Bora Bora çok sakin ve tenha. Bu da insanı ister istemez rahatlatıyor.

Biz Pearl Beach Resort adlı otelde kalmayı tercik ettik. Lokasyonu son derece güzel hatta bize göre adann en güzel yeri. Çok güzel bir Mount Otemanu (Otemanu Dağı) manzarası var. Ayrıca bu dağın eteklerinde kurulu Bora Bora köyüne de yakın.

Bora Bora Havaalani :)

Bora Bora Havaalani 🙂

Adadaki tatil mekanlarının hemen hemen hepsi deniz üstündeki bungalovlara sahip. Bizim bungalovumuz da volkanik yanardağı Otemanu manzaralı çok güzel bir bungalovdu. İçi gayet temiz ve kullanışlıydı. Sizler için taa o zamanlardan bungalovumuzun fotoğraflarını çekmiştim. Otel personeli son derece kibar ve güleryüzlü. Her türlü probleminizi anında çözüyorlar ve sizi rahat ettirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Tahiti yerlileri süper insanlar. Muhabbetleri güzel.

Bungalovumuz

Bungalovumuz

2012-07-06 13.26.47 2012-07-06 13.26.52 2012-07-06 13.27.01

Bungalovlar

Bungalovlar

Evlerin suyun üzerinde olması harika. Görüntü olarak güzel olmasının ötesinde, sabahın beşinde kendiliğinizden uyanıp, kendinizi o berrak sulara bırakmak harika bir his. Karşınızda koskoca heybetli volkanik bir dağ. Gökyüzü muhteşem ve etraf sakin, sessiz.. Sizinle birlikte yüzen insana alışık vatozlar ve çeşitli egzotik balıklar.. Bunlar her gün yaşadığımız sıradanlığın ve sıkıcılığın çok çok dışında kavramlar olduğu için beni çok etkilemişti. Yolunuz eğer düşerse buralara ne dediğimi daha iyi anlayacağınızı umuyorum.

Pearl Beach Resort

Pearl Beach Resort

2012-07-06 22.35.31

Adadaki tatil hayatımızı özetlemek isterim. Saat sabah 5’de kalkış, denize giriş, harika bir kahvaltı, yine deniz ve güneşlenme faslı, hafif bir uyku, denize giriş, dalış ve balıklara tekrar merhaba, öğle yemegi, tropikal kokteyller eşliğinde kumsalda güneşlenme, günlük tatil aktiviteleri, akşam yemeği ve yine mükemmel kokteyller. Gece mümkün olduğunca erken yatmaya çalıştık çünkü gece yapacak çok bir şey yok. Erken kalkmak önceliğimizdi, tüm günün tadını çıkarmak için.

Peace!!!

Peace!!!

Pearl Beach

Pearl Beach

Şanslıydık çünkü Bora Bora’nın yılda bir düzenlenen geleneksel festivaline denk gelmiştik. Otelimiz bize adanın merkezine gidebilmemiz için tekne ayarladı ve çok güzel bir yerli festivaline tanıklık etmiş olduk. Bora Bora’nın tarhini anlatan, Tahitili dansçı ve şarkıcıların düzenlediği süper bir geceydi. Sizlerle fotoğrafları paylaşmak isterim.

Bora Bora Festivali

Bora Bora Festivali

2012-07-10 02.33.01 2012-07-10 02.36.06 2012-07-10 03.12.24 2012-07-10 03.56.08

Bunun yanında eğer Bora Bora köy merkezine gitmek istiyorsanız, otellerde günlük ulaşım var tekneler ile belirli saatlerde. Biz bir defa gittik. 3 saat kaldık. Ufak ve şirin bir köy. Hayat pahalı, ufak bir markete girdik ve fiyatlara göz attık. Ufak bir süt bile 5 dolar gibi bir fiyata satılıyordu. Bu turistler için olan fiyat değil. Halk fakir ve hayat pahalı. Sömürü düzeni çok kötü bunu rahatlıkla görebiliyorsunuz.

Bora Bora Köyü

Bora Bora Köyü

Bora Bora Village

Tahiti Pearl Market

Bora Bora Village

Bora Bora Village

Adanın daha turistik yerlerinde ise turistler için hediyelik eşyalar satan çok güzel ufak ufak dükkanlar var. Sahipleri ya yerli ya da Fransa’dan sıkılıp buralara kaçıp gelmiş Fransızlar. Muhabbetleri keyifli. Pazarlık iyi yapılıyor. Ada kültürünü iyi yansıtan el yapımı ve orjinal çok güzel hediyelik eşyalar var. Buradan bir kaç şey almanızı tavsiye ederim. Bu arada heryerde inci satan kuyumcular var. Mercanların içerisinden çıkarttıkları inciler ile ünlü Tahiti. İnciye merakınız varsa buradaki inciler hakiki ve kaliteli. Yürüyerek köyleri keşfettik biraz, ortalığa göz attık sonra da tekrar otelimize geri döndük.

Hibiscus Flower

Hibiscus Flower

Son günümüzde en güzel aktiviteleri bir arada yapmak istedik. Bunlar otelin konaklayanlar için düzenlediği tatil paketleri. Bu paketin içinde aynı zamanda ekstra ücret verirseniz yerliler boyunlarında çiçekler ile sabah kahvaltınızı da odaya kayık ile getiriyorlar ve unutmadan şampanya servisi de var balayı paketinin içinde.

Neyse sabah kalktık, kaptanımız Rosto ile buluştuk. Bizi otelin ana iskelesinden sürat teknesi ile aldı ve direk köpekbalıkları ile dalmaya götürdü. Adayı okyanusun ortasında bir havuz gibi düşünün. Adanın mercan resiflerinin Pasifik Okyanusu ile kesiştiği yerde

Köpekbalıklarının fink attığı bir yere gittik beraber. Tekneyi durdurdu ve hadi dedi atlayın. Hahaha kolay mı o kadar?! Dibe bakıyorum, en az 4-5 metrelik 2-3 tanesini gördüm yılan gibi süzülüyorlar aşağıda. Kaptan Rosto tecrübeli, hop atladı hemen. Benim kafada GoPro güyya dibe dalabilicem de kuyruklarından ve yüzgeçlerinden tutunucam beni dipte gezdiricekler. Kafamdaki olay bu fakat benim gibi atletik(!) bir insanın 2 metre dalabilmesi bile çok güç. Rosto’ya kamerayı verdim, sağolsun kafamda hayal ettiğim şeyi kendisi yaptı ve bizim için güzel görüntüler yakaladı. Daldığınız zaman köpekbalıkları ile karşı karşıya gelmek gerçekten korkunç. Biz hayatımızda ilk defa böyle bir şey gördüğümüz için açıkçası çok tedirgin olduk. Fakat itiraf ediyorum Ece suya benden önce atladı. Köpekbalıkları konusunda korkağım. Suda 15-20 dakika geçirdikten sonra bütün cesaretimi toplayıp, köpek bakıklarından birinin yüzeye yaklaştığını farkettiğim anda ben de daldım ve yüzgecini yakalamaya çalıştım. Parmak kadar fark ile kaçırdım ve köpekbalığı hemen dibe doğru kaçtı.

Lemon Shark

Lemon Shark

Lemon Shark

Lemon Shark

Sırada vatozlar ile buluşmak vardı. Rosto ile adanın bu sefer kuzey tarafına doğru yola çıktık. Rosto’nun suya yem atması ile birlikte onlarca vatoz hemen toplandı teknenin etrafında. Ardından bir sürü vatoz gelmeye başladı. Bir anda kendimizi vatoz sürüsünün içinde bulduk. Rosto hemen atladı suya. Hepsi sanki adamı tanıyorlar. Kendilerinden geçtiler. Suyun altında daha önceden görmüştüm bungalovumuzun önünde fakat ne zaman yanına gitsem kaçıyordu. Şimdi hepsi suyun üzerinde ve gözümüzün önündeydi. Köpekbalıklarından daha korkunç size söylemeliyim baştan. Saldırıya maruz kalma anında, bıçak gibi keskin kocaman bir kuyrukları var ve vücudunuzu elektrik akımı ile çarpabiliyorlar. Fakat bunlar gerçekten çok uysal ve artık yıllardan beri insanlara alışmışlar. Rosto bana hemen yem verdi. Ben de cesaretimi toplayp atladım suya. Ayağımız yere basıyordu. Elimdeki yemi farkeder farketmez bir tanesi uçarak üstüme yapıştı. O andaki korkumu size anlatamam. Daha doğrusu heyecanı. Hayatımda ilk kez bu kadar büyük bir vatoz ile karşı karşıya geliyorum ve resmen kolumu, vücudumu vantuzluyor hayvan. Elimde ne yem kaldı ne bir şey! Rosto hemen ayırdı beni vatozdan. Ben aynı zamanda gülüyorum ve şaşkınlık içindeyim. Fakat bu kadar güçlü ve mükemmel bir hayvan ile bu kadar yakından iletişim kurmak harika bir duygu. Rostoya bir baktım bir tanesini yakalamış dudağından öpüyor. Şaşırmamak elde değil. Ne yapıyorsun dedim. Sen de öp dedi. Ben de öptüm! Haha hayatımda yine bir ilki yaşadım ve yapıştım hayvanın dudağına! Tahmin edersiniz ki kaygan yosun gibi bir derisi var. Kaygan bir his:) İnanmayanlar ve inanmak istemeyenler için fotoğrafları paylaşıyorum. Arkadaşınızın ne kadar hayvansever ve aynı zamanda ne kadar cesaretli birisi olduğunu anlayın lütfen.

Stingray

Stingray

Vatozu Öperken

Vatozu Öperken

Kaptan Rosto

Kaptan Rosto

Vatozlar ile olan ateşli dakikalardan sonra Rosto bizi adanın etrafında bulunan en renkli mercanların olduğu bölgeye götürdü. Elimdeki GoPro kamera o zamanlar su altı için ideal değildi fakat elimden geleni çektim, daldığımız anlarda çekebildiğimiz fotoğrafları sizlerle paylaşmak istedik. Renkli renkli mercanları görmek ve dokunabilmek çok güzel bir duygu.

Resifler

Resifler

Sonra Rosto bize adanın etrafında bir tekne turu yaptırdı. Adadaki diğer otelleri gördük. Otemanu Dağını değişik açılardan gördük. Yolculuğumuzun sonunda Rosto bizi otelimizin yanındaki ıssız sahile götürdü. Tekneyi oraya çektik ve atladık suya. Kumsala geldik ve şöyle bir etrafıma baktım da insanın büyülenmemesi olanaksız. Uçsuz bucaksız okyanus.. Hava mükemmel.. Yanımda Ece ve arkamızda tropikal bir orman.. Sahilden değişik deniz kabukları topladık. Doğanın keyfini çıkardık. Bu sahilde geçirdiğimiz anlar gerçekten buradaki en güzel anlarımızdı diyebilirim. Rosto bize sağolsun tamamen doğal, ormandan, ağaçlardan toplayıp getirdiği meyveler ile lezzetli bir meyve tabağı hazırladı. Kocaman bir muz ağacı yaprağının üstünde bize ikram etti.

2012-07-12 22.14.20 2012-07-12 22.10.08 2012-07-12 22.15.18 2012-07-12 22.16.42 2012-07-12 22.19.06 2012-07-12 22.19.09 2012-07-12 22.14.51

Günün sonunda otelimize geri döndük ve kaptanımız Rosto ile vedalaştık. Artık geri dönme vakti gelmişti.

DCIM100GOPRO

Buraya gelmeden önce mutlaka bir Marquesan dövmesi yaptırmayı aklımıza koymuştuk. Adanın asıl yerlilerinin yani Markezyanların zamanında vücutlarına işledikleri geleneksel motifler bunlar. Çoğunuz görmüşsünüzdür bu tip dövmeleri. Bu dövmelerden birini, bize özel olmasını istediğimiz bir şekli kafamızda canlandırdık ve süper yetenekli dövmecimiz Tuhei’ye anlattık nasıl bir tip dövme istediğimizi. Daha ilk günden Tuhei ile konuşmuştuk. Kendisi harika çizimler ile bize geri geldi. Biz de en son gün artık deniz ile işimiz bittiği gün dövmelerimizi yaptırmaya karar verdik. Dövme stüdyosu, otelin mükemmel spa merkezinde. Bu spa merkezi ayrıca dünyaca ünlü bir merkez. Doğanın içine kurulu. Ormanın içinde çok guzel bir yer. Buraya gelirseniz mutlaka 1-2 saatinizi ayırıp masaj yaptırın ve spa imkanlarından faydalanın.

Pearl Resort Spa

Pearl Resort Spa

2012-07-13 11.37.50 2012-07-13 09.36.32 2012-07-13 11.38.32 2012-07-13 09.22.19 2012-07-13 09.19.33

Ertesi sabah uçağımıza atladık ve aktarmalı olarak seyahat yapacağımız yolculuğun ilk durağı olan Tahiti adasına yeniden geldik. Tahiti’den çok bahsetmeye gerek yok. Gerçekten çok çirkin bir yer. Bora Bora ve diğer cennet gibi adaları görünce insan şaşırıyor Tahiti’nin bu kadar pis ve çirkin olmasına. Biz havaalanınından 5 dakika uzaklıkta bulunan Sofitel’de kalmıştık ilk giderken, dönerken de orada konakladık. Bu sefer dedik hadi gidelim şehir merkezine bakalım ne var ne yok. Bir taksi tuttuk. Bizi şehir merkezine götürdü. Geceydi fakat takside giderken bir çok yeri görme fırsatımız oldu. Orta çaplı bir köy düşünün ama doğal bir köy değil. Fransızların sömürüleştirme etkisi ile ortada kalmış sunni bir yerleşim gibi. Şehir merkezinde bir kaç restoran ve bardan başka hiç birşey yok. Son derece sıradan bir sahil kasabası olarak düşünün. Çok kalmadık sonra otele geri döndük.

Bora Bora, bizlere hayatımız boyunca unutamayacağımız anları yaşattı. Doğası bizleri büyüledi. Bir daha ne zaman gideriz bilinmez fakat şu hayatta geziyorsak eğer dedik, bir gün mutlaka bir daha gideceğimize söz verdik. Umarım sizler de hayatınızın herhangi bir döneminde mutlaka görürsünüz bu cennet gibi adayı.

Bora Bora 2012

Bora Bora 2012

DCIM100GOPRO

Herkese Maruru! Yani hoşçakalın!

ECE & HAKAN

About HAKAN

www.ikiyolcu.com
This entry was posted in 1. Bookmark the permalink.