Selam sevgili dostlar.. Uzun suredir yazamiyoruz. Ikimiz de bu aralar cok yogunuz ve sizlerden uzak kaldik bunun farkindayiz. En nihayet vakit bulabildik ve Barcelona yazimizi tamamlayabildik. Gecen sene gittik , gorduk Barcelona’yi. Uzerinden biraz da vakit gecsin istiyoruz. Yasadiklarimizin aklimizda iyice yer etmesini istiyoruz. Gorduklerimizin neticesinde edindigimiz fikirlerin ve tecrubelerin en guncellenmis halini sizlere aktarmak bize daha mantikli geliyor. Fakat bir dahaki sefere bu kadar ara vermek yok sizlere soz veriyoruz 🙂

Barcelona’ya ziyaretimizi gecen sene Kasim 2014’te gerceklestirdik. Turkiye ziyaretimizin bir haftasini bu guzel sehire ayirdik. Ece’nin ailesi ile beraber gezdik ve cok eglendik.

Oncelikle belirtmek istiyorum, Barcelona’da gezilecek, gorulecek cok ama cok fazla yer var. Barcelona, Avrupa’nin en guzel ve en turistik sehirlerinden biri. Her gun sehrin bir cok noktasinda bir suru etkinlik var, gezmesi daha dogrusu sehrin icinde yurumesi cok zevkli. Orta olceklikte bir buyuklugu var Barcelona’nin. Belirli, turistik ve populer yerlerine cok rahat yuruyerek ulasabilmek mumkun. Toplu tasimacilik gayet rahat. Biz hem gezmek hem de gormek icin Hop on Hop Off otobus turlarina katildik. Gunluk bilet alip, bu otobuslere belirli duraklardan istediginiz zaman binip inebiliyorsunuz ve boylelikle butun sehrin en onemli noktalarini gezebilme sansiniz var.

Biz bu yolculugumuzda sansliydik cunku universiteden cok sevdigim arkadasim Melike bu sehirde yasiyor uzun suredir. Barcelona’ya gitmeden once sagolsun bize cok guzel bir program hazirladi. Nerede ne yenir, ne yapilir, her seyin en guzelini bizlere anlatti. Sayesinde  Barcelona’nin en guzel yerlerini gorme sansimiz oldu.

Barcelona’yi elestirerek baslamak istiyorum. Neden derseniz, bu guzel sehirin dokusuna uymayan bir cok toplumsal sorun mevcut. Biz Barcelona’ya gitmeden once kafamizda cok farkli bir Barcelona vardi. En guzel sehir, insanlar harika, ortam super. Bu tip klasik seyler. Sehir guzel, tamam.. Fakat insan faktoru aklimizdaki bir cok guzel dusunceyi yok etti. Gordugumuz kadari ile Katalan insani cok ama cok somurtuk 🙂 Yalan degil.. Bu boyle. Butun Katalanlara degil lafimiz fakat esnaf, genel hizmet sektoru, turistlere olan davranis bicimleri hic ic acici degil. Ozellikle Birlesik Devletler’de ve Turkiye’de yasayan insanlar olarak bu tip somurtuk insanlar gordugumuz zaman moralimiz bozuluyor. Bu goruslerimizi Melike ile paylastik ve kendisi de bizi dogruladi. Cunku gozle gorulur bir negatiflik var insanlarinda. Melike, Ispanyollarin Katalanlara kiyas ile cok daha cana yakin ve cok daha sempatik oldugunu vurguladi.

Bu sorun belki de sehrin cok turistik oldugundan ve Katalanlarin artik turiste hem sosyal hem de ekonomik anlamda doydugundan ileri gelebiliyor olabilir diye dusunuyoruz. Havalaninda bir seyin yeri soruldugunda son derece kustahca ve umursamaz sekilde yer tarifi bile yapmayan polislerinden, sehrin guzel bir yerindeki guzel bir kafesindeki garsonlarin terbiyesizce tavrindan, yine havaalaninda kahve satan esnaftan ekstra seker istendiginde gosterilen afra tafra ve daha sayamadigim bir cok negatif tecrube..

Kafedeki garsona, siparis ettigimiz kahvelerden bir tanesini iptal etmek ve yerine limonata soylemek istedigimizi soyluyorum, siparisleri verdikten yaklasik 3 dakika sonra ve garson ortaligi ayaga kaldiriyor. “Hayir, olmaz bu mumkun degil” diyerek tepkisini gosteriyor. Yani iptal ettirilmek istenen sey al tarafi kahve, neyini iptal edemiyorsun anlamak guc. Biz de gulup geciyoruz. Bu tip seylerin bizim yasadigimiz yerlerde, hic sevmedigimiz New Jersey’de bile olmasinin mumkunati yok. Burda herhangi bir restoranda siparis ettigin yemekten memnun degilsen iptal edebiliyor ve yerine baskasini soyleyebiliyorsun ve ustune sef asci mutfaktan sizin icin gelip, problemi anlamaya calisip sizden ozur diliyor. Bu tip bir hizmet anlayisinin icinde yasayan bizlere oldukca komik ve rahatsiz edici geldi bu durum.

5 gun belki de Katalan insanini elestirmek icin cok kisa ama gorduklerimiz ve tecrubelerimiz hic olumlu degildi. Neyse bu kadar elestiriden  sonra sehrin guzelliklerini sizlerle paylasmak istiyoruz.

Gitmeden once aklimizda sehrin merkezinde ev kiralamak vardi. Hem daha rahat oluruz hem fiyat olarak daha uygun olur diye dusunuyorduk fakat biraz arastirdigimizda evlerin aslinda hic guvenli olmadigini, hirsizlik vakalarinin yasandigini gorduk. Ayrica cogu apartmanda asansor yok ve butun gun yorulmus olan bizler bir de 4-5 kat merdiven cikmayi goze alamadik ve otel arayisina girdik.  Bir kac otel arasinda kaldik ve en nihayet Eurostars Boqueria Ramblas‘ta karar kildik. Bu oteli secmemizdeki en onemli unsur otelin unlu La Rambla caddesi uzerinde olmasi ve hemen hemen heryere yakin olmasi. Ayrica otel Barcelona’nin unlu pazar yeri Boqueria Market‘in hemen yaninda.Kucuk ve sevimli bir otel fakat hemen bir uyarida bulunmamiz lazim; eger odaniz La Rambla’ya bakiyorsa yazin ozellikle cok fazla gurultu olabilir hatta gece uyumaniz mumkun olmayabilir. La Rambla cok kalabalik ve cok unlu bir cadde. Bunun da en buyuk dezavantaji ses sabaha kadar kesilmiyor. Biz Ekim’de gitmis olmamiza ragmen, rahatsiz etmeyecek derecede olsa da biraz gurultuden nasibimizi aldik. Eger bu otelde kalmak isterseniz size tavsiyemiz La Rambla’ya bakmayan odalari tercih edin.

Otelin sitesi http://www.eurostarsramblas.com/EN/hotel.html

Yemek konusuna gelirsek… Malum paella, tapas ve deniz urunleri Barcelona’nin olmazsa olmazlari. Acikca soylemek gerekirse paella konusunda biraz hayal kirikligina ugradik. Daha sonra ogrendik ki Barcelona’daki paellalar daha cok turiste yonelikmis. Paella en guzel Valencia’da yapilirmis. En iyisinden tutun da en ortalama restoranina bile gitseniz sonuc ayni; tadsiz tuzsuz, kuru, az malzemeli  paellalar.. Woody Allen’in Vicky Christina Barcelona filmini cekerken surekli ugradigi paellasiyla unlu Barcelona’nin en iyi restoranlarindan biri olan 7 Ports‘e de gittik ama hic begenmedik. Yanmis bir paella geldi onumuze.

Evet, Paella’yi bir cok restoranda denedik fakat tatmin olamadik maalesef. Kuzey Amerika sehirlerindeki gocmenlerin actigi restoranlarda cok lezzetli yemekler yiyoruz. Toronto, New York, Boston.. Ozellikle gocmenler diyorum cunku gercekten ulkelerindeki zenginlikleri, tarifleri ve bir cok lezzeti, buraya yani Birlesik Devletler’e getirip bizim de istifade etmemizi sagliyorlar. Paella’nin kralini burada yani hem New Jersey’de hem de New York’da yedik diyebiliriz rahatlikla. Bu bakimdan biraz hayal kirikligi yasadik. Bu hayal kirikligi Tapas ve Sangria icin de gecerli diyebiliriz. Cok daha lezzetlilerini burada tadabilme imkani var. LaFonda’da yememizi tavsiye etmislerdi bize fakat zaman bulamadik. Belki siz buraya ugramak istersiniz. Hemen La Rambla’dan meydana inerken sol tarafta tarihi Gotik bolgesinin icinde.

Ne insani, ne yemekleri bu guzel sehri karalamaya yetmez 🙂 Barcelona bize gore sevimli, neseli gayet eglenceli bir sehir. Bir Avrupa sehri degil. Tamam Ispanya’da falan ama bize gore Avrupa kimligini yansitma merakinda olmayan bir sehir. Barcelona gezimizin uzerinden maalesef uzun sure gecti. Detaylari cok iyi hatirliyamiyoruz gittigimiz mekanlar ile alakali. Barcelona cok turistik bir yer. Hemen hemen herkes aslinda belirli basli seyleri biliyor. Bizler aslinda gec gitmis bile sayilabiliriz. Bu yazimizda sizlerle daha cok fotograf paylasmaya ve aklimizdaki belirli detaylari paylasmaya calisicaz.
Sagrada Familia ile baslamak istiyorum. Buyuleyici, harika, sihirli bir yapi. Unlu mimar Gaudi‘nin bu eseri bizi bizden aldi arkadaslar. Giderseniz eger mutlaka icini ve hatta kulelerini gezin derim. Kulelerine cikmak kolay fakat inmesi cok zor. Klostrofobiniz varsa, dar alanlara girmekten hoslanmiyorsaniz hic tavsiye etmem. Cok dar bir merdivenden asagiya inmek hem de kalabalik bir turist ordusu ile hic kolay degil. Fakat deger mi? Evet deger! Kulelerine cikin ve manzarayi fotograflayin. Balkonlarindan bakinca binanin dis mimarisini cok daha iyi gozlemleyebiliyorsunuz. Bu muhtesem tarihi yapiyi ziyaret etmeden olmaz. Tavanlardaki iscilik ve ozellikle dis cephedeki heykeller gorulmeye deger. Sizler icin cektiklerimiz arasindan en guzellerini sectik.

 

 

Bir diger Gaudi eseri olan Gaudi’nin Evleri yani Casa Batllo ve Casa Mila (La Pedrera) da gorulmeye deger iki tarihi eser. Bu her iki apartman da Passeig De Gracia uzerinde. Passeig De Gracia ayni zamanda luks magazalara da ev sahipligi yapiyor. Istanbul’daki Bagdat Caddesi’ne benziyor. Nisantasi gibi bir bolge diyebiliriz burasi icin. Biz Casa Mila’nin icine girebildik, cati katinda guzel heykeller var ve manzara cok hos.

 

 

Gaudi’nin eserleri ile devam edelim. Gaudi, Barcelona’yi bastan yaratmis diyebiliriz. Arkasinda biraktigi eserler sehrin her yerine damgasini vurmus. Bunlarin en onemlilerinden biri de Park Güell.. Sehrin guzel bir yerine konuslanmis degisik bir park. Parktaki seramik kapli banklar parka cok ayri bir hava katiyor. Bir cok filmde gordugumuz bu parkin manzrarasi da gorulmeye deger.

 

Park Guel ziyaretimizden sonra guzel bir restorana gidiyoruz. Adi El Asador de Aranda. Cok guzel ve tarihi bir et lokantasi. Kuzu eti cok lezzetli, tavsiye ederiz.

 

Burada karnimizi doyurduktan sonra Tibidabo Tepesi’ne cikmaya karar veriyoruz. Cikarken taksi ile cikitik bu tepeye ama inerken taksi bulmak cok guc. Fakat otobus geliyor belirli araliklarla ve ordan sehir merkezine yani La Rambla’ya inmek yaklasik 20-25 dakika suruyor. Bu tepede cok guzel bir kilise ve donme dolabi olan bir lunapark var. Harika bir Barcelona manzarasi esliginde donme dolapta donuyorsunuz 🙂

 

Ertesi gun Barceloneta’ya yani Barcelona’nin plajina gidiyoruz. Harika bir yer. Ozellikle denize hasret bizlere ilac gibi geldi. Boyle guzel bir sehrin, denize ve cok guzel upuzun bir plaja sahip olmasi da bonusu diyebiliriz. Barcelona’yi guzel yapan en onemli seylerden birisi deniz kiyisi bir sehir olmasi. Cok guzel vakit gecirilebilicek bir yer. Ilk Casino Barcelona’nin bulundugu noktaya gidip cok guzel bir balik lokantasina oturuyoruz. Yemekler ve servis harika. Casino Barcelona’nin restorani.

 

Barceloneta uzerinde, plajda guzel bir restoran var fakat maalesef Paella yine lezzetsiz 🙂 Icmek icin harika bir yer. Adi Ca La Nuri. Tavsiye ederiz.

 

Barceloneta’da guzel ve kaliteli birkac gece klubu var. Bunlardan bir tanesi CDLC. Icerisinin dizayni cok guzel. Guzel de muzik caliyor geceleri. Diger mekanlarin adi Sutton ve Opium. Bunlarin hepsi zaten yanyana. Biz en cok CDLC’yi sevdik size de oneririz. Ozellikle icerideki oturma alanlarini cok guzel yapmislar. Yemekleri lezzetli ve Sangria da fena degil.

 

Bizim otel daha onceden  de bahsettigimiz gibi tarihi Boqueria pazarinin yanindaydi. Guzel sekerlerin, sebzelerin, meyvelerin satildigi tarihi bir pazar burasi.

 

Barcelona’da en cok sevdigimiz iki tane mahalle var. Bunlardan bir tanesi Born, bir digeri ise El Barri Gotic yani Gothic Quarter. Gothic Quarter’a birazdan deginicez. En cok begendigimiz mahalle Gotik Mahallesi. Born ise Gothic’in hemen yanindaki ufak bir mahalle. Cok degisik dukkanlar, barlar ve sokaklar var. Ara sokaklarini gezmesi inanilmaz zevkli. Mutlaka ugramanizi tavsiye ederiz.

 

Bizim favorimiz Gothic Quarter! Harika bir mahallle. Eger ileride olur da burada yasarsak kesinlikle bu mahallede yasamak isteriz. Sokaklar, eski, tarihi yapilarla dolu ve bu sokaklarda cok guzel kafeler, barlar, lokantalar ve dukkanlar var. Cok sirin ve cok unlu bir noktasi Barcelona’nin. La Rambla caddesinin hemen dogusunda kaliyor. Cok merkezi bir yerde. Gecesi ayri gunduzu ayri keyifli. Buralardan ev tutabilir veya bir otelde konaklayabilirsiniz.

 

 

Bu iki mahallenin hemen yaninda Ciutadella Park var. Sehrin en buyuk parklarindan biri. Gunluk Gothic gezimizi yaptiktan sonra bu parkta biraz dinlendik. Bu arada bu parkin hemen yaninda Arc De Triomf adinda bi anit parki da var.

 

 

Birazcik La Rambla’dan bahsedelim. Barcelona’nin en turistik yeri burasi. Upuzun bir cadde. Baslangicinda ve sonunda iki ayri meydan var. Mirador De Colom ve Plaça de Catalunya. Binlerce insan yaz kis bu sokakta geziyor. Cok turistik restoranlar ve dukkanlar var. Zaten yolunuz bir sekilde buraya dusuyor. Bu cadde uzerinde Placa Reial var. Buyuk bir avlu ve icinde cok fazla tapas bar ve restoranlar var.

 

Tapas konusunda da kirginiz Barcelona’ya 🙂 Biz cok lezzetli seyler bekliyorduk belki de bilmiyoruz. Gittigimiz en unlu tapascilarin hemen hemen tum tapaslarini denedik. iclerinden en begendigimiz Ciudad Condal Cerveceria oldu. Baya unlu ve tarihi bi yer burasi zaten. La Rambla’nin kuzeyinde kaliyor. Buranin Tapaslari’nin lezzeti fena degil.

 

Barcelona’ya gelmisken guzel bir Flamenko gosterisi izlemeden olmaz dedik ve Palau de la Musica Catalana’da harika bir flamenko sovu izledik. Biletleri internetten almanizi tavsiye ederim, cunku genelde cok kalabalik ve kapida bilet bulmak cok zor. Burasi baya buyuk bir konser salonu. Buyuk peformanslar burada sergileniyor. Sehrin merkezinde, tarihi kocaman bir salon. Bir baska populer mekan ise daha kucuk, yemekli bir mekan adi da El Tablao de Carmen.

 

Barcelona gezimiz cok keyifliydi. Cok guzel yerlerini gorme firsatimiz oldu. Arkadaslarimiz Melike ve Ayhan’in tavsiyeleri sayesinde cok guzel yerler gezdik ve ogrendik. Insanlarin Barcelona’ya neden Avrupa’nin en guzel sehirlerinden birisi dedigini daha iyi anladik. Ispanya guzel bir ulke. Bir dahaki sefere Madrid ve ayrica Guneybati kismini gezmeyi cok istiyoruz. Gorulecek ve tecrube edilinecek cok fazla sey var hem Barcelona’da hem Ispanya’da.

Simdilik adiós!

Ece & Hakan